ÖRGÜTLÜ OLMANIN VERDİĞ GÜÇ VE MORAL!

     Rastlantı olarak Çerkeş'te bulunduğum sırada belediye salonunda  Çerkeş ve köylerinde kurulmuş dernek başkanlarının yaptığı toplantıya katılılmıştım.Dernek başkanlarının tamamı Çerkeş için bir şeyler yapmanın telaşı ve heyacanı içindeydiler.Sağolsun Belediye başkanımız da; dernek yöneticilerine" Her zaman yanınızdayım ve emrinizdeyim" diyerek katkılarını belirtmişlerdi.Takip edebildiğim kadarıyla başkanın sözünün arkasında durduğu görülüyor.Zaten politikacının varlığı yönettiği topluma en iyi hizmeti verme mücadelesidir.

       Aslında bu yazıyı yazmamın nedeni Çerkeş Dernekler Federasyonunun çalışmalarını kamuoyuna duyurmak, halkın çalışmalara destek vermesi, yöneticilerin istekler karşısında duyarlı davranmasını sağlamaktır.Federasyon yöneticilerinin harcamaların büyük bir kısmını  kendi ceplerinden karşıladığını bilmekteyim.Böyle olunca yöneticilere moral ve destek vermek de bizlere düşmektedir.Destek ve moral verelim ki; yeri geldiğince acımadan da haklı olarak eleştirelim.Sağolsunlar eleştiriye açık olduklarını her zaman beyan ediyorlar.

     Federasyona üye olan derneklere baktığımda"Doğdu" arkası köylerini göremedim.Gerçi onlar daha ziyade İstanbul'da örgütlüler ama, kısa süre içinde onlarla da bağ kurulmalı.Bilirsiniz ki; İstanbul'a sırtını dönen genelde karlı çıkmaz.Ayrıca Saçak, Örenköy ve Bedil gibi okur yazar oranı yüksek köylerin olmaması da bir eksiklik.

      Çankırı valisi ve belediye başkanıyla görüşerek, sorunların dile getirilmesi ve sorunlara sahip çıkmaları sevindirici.Takdir ettiğim ve devam edeceğini de umduğum politik tarafsızlık çalışmalarına çok destek katacaktır.Aslında herkes kendi alanında sorumluluklarına sahip çıksa,sorunların çözümü de kolaylaşır.

       YÖK'e gidilme kararı çok önemli. Federasyon başkanının bu çağrısı kulak arkası edilmemeli.  İki bin kişilik bir yüksek okul Çerkeş'in kaderini ve yaşantısını değiştirecektir.Gençliğin olduğu yerde enerji ve dinamizm harekete geçer.Çerkeş'liler gençleri sever.Düğünlerde derneklerde bazı hoşa gitmeyen olumsuzluklar yaşansa da hemen aklı başında insanlar devreye girer. Gençleri kırmayacak şekilde uyarır, diğerlerine de; ‘’canım onlar daha genç, sen hiç genç olmadın mı’’ diye yatıştırıcı söz ve tavırlarla ortamı sakinleştirirler.Yalnız şunu da söylemeden geçmeyeyim; okul açılmadan önce başkanın önderliğinde esnaflarla, STK'larla görüşerek yüksek okul için gelen gençlerin Çerkeş'e uyum sağlamaları için  önlem alınmalı. Her kesim ile görüş teatisi yapılmalı.Okul açıldıktan sonra da okul yöneticileri ve gençlerin temsilcileriyle dialoglar kurulmalı derim.

       Bakıyorum, federasyon temsilcileri yurt içi gezilerine önem veriyorlar. Arkadaşlardan bir isteğim var. Çerkeş gezilerine de ağırlık verilmeli, bilhassa gençlerimizin  (3.kuşak) buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Doğdu arkasını çoğu kişi bilmez. Avşar,Uluköy ve Kabak köyleriyle ilişki kurularak bu geziler sağlanabilir.Çavundur ve Hoşislamlar tanıtılmalı.Yurtdışı gezisi de çok önemli.Ayrıca yüksek okul eğitimi yapanlara ve başarılı öğrencilere burs konusunda her yol denenmeli.

      Beypazarı'nın örnek alınması ve Çerkeş ürünlerinin tanıtımı ve satışı için yapılacak çalışmalar da çok güzel, ayrıca Ankara'da Çerkeş'lilerin yoğun olduğu yerlerdeki marketlerde Çerkeş'e ait ürünlerin satışını sağlayacak reyonların açılması sağlanabilir, diye düşünmekteyim.

     Ürünler deyince; beni çok eski yıllara götüren bir anımı aktarmak isterim.Çarşamba sabahı erkenden kalkar elimizde samanlı bir sepetle kemerköprüye doğru giderek pazara gelen köylüleri karşılar,yumurtalarını alırdık, aklımda kalan fiatı 19-20 kuruşdan alır (Bir gazoz 15 kuruş iken) 22-23 kuruşa toptancıya satardık.Yine Allah rahmet eylesin bu işlerle uğraşan iki tane Ali abimiz vardı, her ikiside mukallit hoşsohbet insanlardı, çarşamba günü onların kazanç günüydü.Sohbet o kadar koyulaşırdı ki; o zamanlar köylerde okuma yazma ne arar, alınan malları hem tartarlar ve hemde fiatlarını kendileri hesaplıyorlar, abi derdik; doğru hesaplarmıydınız;"lan oğlum ben tartarken, bu da hesaplarken" kazanırdık, başka nasıl kazanalım derlerdi.Eeeeeee, nerden nereye, şimdi alan ve satanların torunları yanyana; nasıl olurda Çerkeş'e ve Çerkeşlilere neler kazandırabiliriz diye ortak çalışıyorlar.Umarım bu konuda başarılı olurlar.  

                                                                                                                                            Mehmet AKBACAK